The Epic Tale of the Forsaken Hero – Vol 1 Bölüm 11 – “Öldür”


Çeviri için YuusHa, düzenleme için 1ghostdreamer, kontrol, edit için 1ghostdreamer arkadaşımıza teşekkürler. Keyifli okumalar..

Bu saldırıdan sonra yakınlaştım. Öncekinin bana vuramadığı sınırı geçtim-

“Wha-!?”

Beklenmedik bir şekilde, kargaşa içinde koştu. Şimdilik atlatmamız gerekiyordu. Ama yine de Hamakaze bir heykel gibi hareket etmedi.

Oni’nin kana susamışlığı tarafından mı halledildi?(DN:Oni japon kültüründeki bir çeşit savaş şeytanı teen wolf izleyen varsa 3. sezonda var )

“Kenara atla!”

Yapabildiğim kadar yüksek sesle bağırdım, vücudum iyi bir şekilde hareket etmekten acizdi.

Bilinçsizce yaptığım “Mutlak Emir” sayesinde Hamakaze sağa atladı.

Kılıcın ucundan gelen şok dalgası zindanın duvarlarına vurdu ve patladı. Duvar hasarsız kaldı ama bir patlama sesi vardı.

“Kuh!”

Kulak zarımı patlatabilecek kadar yüksek bir sesti ama yanıma düşen kız dikkatimi çekti.

“Kendine gel, Hamakaze!”

“Üzgünüm Üzgünüm Üzgünüm Üzgünüm Üzgünüm”

Hamakaze sadece korkmuş bir çocuk gibi aklını toplayamıyordu.

Kahretsin, hemen kaybetti.

“Bir kahramandan beklendiği gibi. ‘Oni Baskı’’m seni delirtmedi.”

Odada ki Oni alaylı bir iltifat yaptı.

Oni içerden bize bakıyordu.

“Gel. Onu bırak ve benimle savaş. Heyecanlanıyorum!”

“… Oradan çıkamıyorsun, değil mi? O zaman tehlikeli tarafa geçmeyeceğim-”

“Anladın, değil mi? Burası siz çocuklar için önemli bir yer.”

“…”

…Bu Oni. Amacımızı biliyor mu? Bizi öncesinde de “Kahramanlar” diye çağırdı.

“Öyle olsa bile, tek başıma savaşmama gerek yok.”

“O artık savaşamaz. ‘Oni Baskı’m hayla olduğu sürece beni yenene kadar hisleri geri gelmeyecek.”

“… Beni kandırabileceğini mi düşünüyorsun?”

“Kontrol et. Ah- Yaparken saldırmayacağım.”

İstediğimde saldırabileceğimi söylüyor.

Odadan çıkması beklenmedik olacak…

Ne yapmalıyım.

… Her türlü Hamakaze’nin şimdiki statülerini bilmem gerek.

Oniye karşı tetikteyken statüleri açtım.

“… Open”

Statü Penceresi
İsim Katsuragi Daichi Sınıfı Kahraman Seviye 58
Stamina 3190 Endurance 3510
Magic 3310 -> 510 Agility 2200
Physical 4100
Özel  Yetenekler

================

“Çelik kalp” Savaş sırasında, Endurance artar. Zehir, Felç, Uyku, Çıldırma çalışmama şanı ⅓ .
“Kararlı Ruh” Magic 100 den aşağı olamaz.
“Yaratık Kralı” Ölmeye yakın yaşayan varlıklarla onları canlandırmak ve istediğin gibi kontrol etmek için anlaşma yapmak mümkün.Kullanıcının her iki seferde bir ölümünde anlaşma sayısı artar. Şuanda kullanılabilir iki anlaşma var.
“Mutlak Emir” Yaratık kralından daha düşük seviyede bir sözleşmeyle bağlanmış olduğunda görülüyor. İptal edilene kadar her emir köleler tarafından kabul edilecektir.
“Ölüm Saçan Büyücü” 10m çapında öldürülen hedeflerle aynı türdeki tüm birliklere aynı hasarı  verir.
Eşsiz  Yetenekler

================

“Reddedilmişin İntikamı” Kaç kere öldüğünün önemi olmadan canlanmak için ölüm uçurumunda toplanan güç alınır.
Şimdiki ölüm sayısı= 6 defa
Özel Durumlar

================

“Oni Baskısı” Büyü büyü yapan ile hedef arasındaki seviye farkının 100 katı kadar azalır. Büyü yapan yenilene kadar iyileştirilemez.

Statü Penceresi
İsim Hamakaze Shuri Sınıfı Yüksek Köle Seviye 57
Stamina 2000 Endurance 1000
Magic 1750-> 28 Agility 980
Physical 1900
Özel  Yetenekler

================

“Oto-İyileştirme” Her 10 dakikada 5 yaşam gücü iyileştirir.
“Sadık Kalp” Sahibin hayatı tehlikeye girdiğinde tüm Statüler x1.5 artar.
Özel  Durumlar

================

“Yüksek Köle” Sahibi: Katsuragi Daichi

Serbest bırakılana kadar ona karşı tüm yetenekler mühürlendi.
“Oni Baskısı” Büyü büyü yapan ile hedef arasındaki seviye farkının 100 katı kadar azalır. Büyü yapan yenilene kadar iyileştirilemez.

Büyü azaltma… Bir zihinsel saldırı, huh. İyileştirilemezde. Bu ne çeşit bir yetenek?!

“Anladın mı? Seninkini (Büyünü) kaybetmedin , bu yüzden yaklaşık olarak benimle aynı güçtesin değil mi? Basit bir bire bir savaşı istiyorum.”

Bu biraz uzak ama, benim için iyi bir şey. Büyüm bin azaldı. İmparator büyüsü kullanamam.

Bu bir seviye 74’e ruh ve öz büyüleriyle saldırmak zorunda olduğumu söylemiyor mu?

Tek başıma.

“Saçma olma. Savaşacaksam o zaman bu beraber olacak.”

“Beraber? Onun işe yaramaz olduğunu söyledim. Kolunda bir numarası filan mı var?”

Küçük bir konuşmayla zaman kazanmaya çalıştım. Yeni bir strateji düşünmem lazımdı.

… Bir son koz. Benim için “Reddedilmişin İntikamı”ydı.

… Burada ölmek mi?

Hayır, iyi bir fikir değil. Vücudumu kurtaracak kimse yok.

Hamakaze’yi “Mutlak Emir” ile hareket ettirebilirsem kurtulabilir miyim?

Şimdi onu terk edemem.

Hamakaze ölürse, bu son olur. Vücudum ölüp ve yeniden canlansa bile bu zaman alır. Oni beni tekrar tekrar öldürmeyi sürdürebilir.

Sonunda savaşmaktan başka şansım yoktu.

Oni bana baktı.

“Oh, anladın mı? Senin için bekliyordum; bu yüzden eğlendiğimden emin ol, tamam mı?”

“Bu her an ölebilecekken söylenecek bir şey değil.”

“Aha, sadece söylediğim gibi. Peki, yeteri kadar konuşttuk. Başlayalım mı?”

“… ah, haydi.”

Yanaklarıma vurdum ve kendimi hazırladım.

Hamakaze’yi güvenli bir yere bıraktım ve Oni’nin odasına yürüdüm.

O anda Oni yaklaştı.

“Kuh!”

Kollarımı çaprazlayarak bir yumruğu engelledim. Dizlerimi indirdim bu yüzden geri uçmayacaktım.

“Huh? Geriye uçmadın.”

“Sayende , bende oldukça güçlüyüm!”

Yumruğunu yakaladım ve fırlattım. Oni takla attı ve yere indi. Sağ elindeki kılıçla vurdu.

“Tch!”

Ayaklarıma doğru salladı. Duruşumu kaybettim ve büyü yapmaya başladı.

“Ogre Ateşi!”

“Hwaa!?”

Normalden hızlı yaptığı alev küresi bana saldırdı. Direkt vuruştan geri kaçamaz ya da atlatamazdım.

“Gah!!”

Vücudum acıdı. Duvara çarptım.

Hasar aldım ama şimdi sadece yanıyorum. Bu ateş topu oldukça sıcaktı. Boğazım yanıyor gibiydi. Ateşle kaplanacaktım.

“Suyun ruhları, bana kutsamanızı verin! Su Topu!”

Yaptığım su büyüsünü ateşi söndürmek için kendime attım.

“Gah, Gugh!”

Dikkatimi kaybettiğimde geldi ve karnıma tekme attı. Samajima’yla karşılaştırılabilir bir darbeydi ve bu beni şaşırtmadı.

Vücudum uçuyordu. Tavana çarptım.

“Daha fazla beleyemem!”

Öncekiyle aynı kesiş.

Bunu atlatamazdım.

Rüzgar ruhları, gökyüzünü kesin! Rüzgar kesişi!”

En azından rüzgar kılıçlarıyla direnebilirdim.

“Ugh!!”

Bu şok ve acı arasında bir kıskaç saldırısıydı. Etlerim canlı canlı yanıyormuş gibi hissettirirken neredeyse göz yaşlarına boğulacaktım. Dudaklarımı ısırdım ve yapabildiğim kadar çok dayandım.

Aşağı bakınca dikkat çekici kılıcı daha fazla görüyorum.

Bu kötü, bu kötü, bu kötü!

“Gebeerrr!”

“Bu kez değil!!”

Kaslarımı sınırlarına kadar zorladım ve bir şekilde atlatabildim. Yanağım bıçak boyunca kesildi ve kan fışkırdı.

Iskaladı!

Fırsatı kullandım ve momentumumu kullanarak ona vurdum.

(Ç.N nasıl vurduğumu merak edenlere vurduma bassın :D)

“Uraaa!”

“Aferim! Ama bu çok zayıftı!”

Oni ince eliyle kolaylıkla durdurdu.

“İmkanı yok!?”

“Uuuraaa!”

Oni ayağımı yakaladı ve beni yere çaldı.

“Kha-!?”

Göğsüm acıdı. İyi nefes alamıyordum. Sağ ayağım kırıldı. Garip bir şekilde kıvrıldı. Kırılmış kemik tenimden çıktı.

Elektriksel acı tüm vücuduma yayıldı.

“Ahhhhh!”

“Dayanıklı birisin,huh!”

Oni bıçağıyla beni bıçakladı. Yuvarlandım ve atlattım ama düşmek üzereydim. Oni’ye eğilmemle sonuçlandı.

Bu… Bu acı dayanılmaz. Bu kadar… Hızlı, Hızlıca!

“Öldür beni!”

Ani ölme aruzu Oni’nin kaşlarını buruşturdu.

“Kes sesini!”

Oni beni kaldırmaya çalıştı ama yüksek Fiziksel stadım beni hayal kırıklığına uğratmadı.

“Öldür beni! Hızlıca! Öldür!”

“Ahh! Seni zaten öldüreceğim bu yüzden bırak beni!”

Kılıcınla! Büyünle! Sadece öldür beni!”

“Kapa çeneni, seni velet!”

Oni’nin eline bakarken “Ogre Ateşi” büyüsünü yaptı.

Sıcaklık artık daha fazla umurumda olamazdı. Şimdi sadece ölmek istiyordum. Bilincim kaybolmadan önce… Hızlıca…

Gözlerimde ölüm tanrıçasını görüyordum. Oni değildi.

Çamuru tekmelemeden önce elbisesini bir defa daha çektim.

“Öldür beni…!”

Kan öksürdüm.

“Aah, zevkle!”

Sese tepki olarak ölüm tanrıçası tırpanını salladı.

Buna bakınca güldüm.

“…Ben kazandım.”

Oni kılıcını hareket ettirmeyi bıraktı.

Saldırıya uğradı. Bu olmalıydı.

Göğsünde bir bıçak saplıydı.

“N… Ne…!”

“Rüzgar!”

Göğsünde bir delik açılmıştı.

Kan yağdı. 

Artık daha fazla bıçağını tutamıyordu.

Doğru Oni’nin arkasında bu savaşın anahtarı vardı.

“Üzgünüm Üzgünüm Üzgünüm Üzgünüm Üzgünüm Üzgünüm Üzgünüm”

Siyah saçlı köle kan kırmızısı bir bıçak tutuyordu, benim sadık kölem Hamakaze Shuri.

“Söyledim… değil mi? Beraber…  savaşacağız.”

Bunu söyledim. Asla tek başıma savaşacağımı kastetmedim.

Her zaman Hamakaze Shuri’nin benimle savaşını kastettim.

Acı içinde kıvranırken Oni “… Bunun… bire bir olduğunu…düşünmüştüm…” dedi. Bu saldırı acıtmamış olmalıydı.

“Umurumda değil. Kazandığım….sürece.”

“Kahretsin…”

Oni yere düştü. Bende düştüm.

“Sen… Şimdi sana yeni bir yaşam… vereceğim. Sana ikinci bir hayat vereceğim. Burada benimle bir anlaşma imzala ve hizmetkarım olarak … vazifeni yerine getir.”Yaratık Kralı!”…”

Oni üstünde büyü yapmak için son gücümü kulandım.

… Ah- Kahretsin. Hareket edemiyorum ve her tarafım acıyor. Çok fazla kan kaybettim ve göz kapaklarım ağırlaşıyor. Vücudum soğuk.

 

Sanırım tekrar ölüyorum… Tekrar ölüyorum.

 

… Peki, en azından, bu tamamdır.

 

Daha güçlü bir varlığa karşı kazandım. Tüm gücümle savaştım, yeni şeyler öğrendim, bir çok farklı numara kullandım ve zaferi elde ettim.

 

Şuan da bile… Canlanmış hissediyorum.

 

… Hayata geri döndüğümde Hamakaze’yi öveceğim.

 

İlk defa böyle bir başarı hissederken öldüm.

(DN: Arkadaşlar 1-2 ing kelimeyi bıraktım o şekilde 🙂 zaten fanatik olanlar hemen olayı kavrayabilirler 🙂 ve bana gelen yazım şekli bu şekilde olduğu için değiştirmedim.boşluklar için şikayet edecek olan varsa haberi olsun. 😀 😛 )

The Epic Tale of the Forsaken Hero – Vol 1 Bölüm 11 – “Öldür”” üzerine 26 yorum

          1. haha belkide geri kalanının dier bölümde gelceğğini düşünmüşlerdir ama ii oldu fena yerde kesilmiş bölüm 😀

            Beğen

  1. ghost ing çeviren site bu şekilde boşuklu yapıyor zaten çeviriyi 😀 o ayrıca önceki serilerde bazı kelimeleri ing bırakacağımı söyledim anlam karmaşası yarattığı için 😀

    Liked by 1 kişi

Mukade40 için bir cevap yazın Cevabı iptal et