The Epic Tale of the Forsaken Hero – Vol 1 Bölüm 9 – “Ölüm”


Çeviri için YuusHa, düzenleme için Rising Grey, kontrol, edit için Rising Grey arkadaşımıza teşekkürler. Keyifli okumalar..

Yorum atın bu adam gücünü yorumdan alıyor 😀 + bu ara bölüm çıkmıyor pek atg falan nedenini merak ediyorsunuzdur belki. Çevirmenlerin %100 ü okuyor. okuyanlarında sınav haftaları oluyor malesef 😀 ayın bu 2 hafta idare ediceksiniz artık 😀


 

Karanlık. Simsiyah. Karanlık.

Bu, bu yeri tarif edebilmemin tek yolu. Yer yok. Havada süzülüyorum.Her hangi bir güç kullanmaya çalışırsam, bir tür güç beni aşağı çekiyor.

“Hoş geldin, kahraman.”

Vücudumu sese doğru çevirince bir kız gördüm.

Uzun siyah saçları yüzünü saklıyordu. Karanlığın ortasındaydı ama yine de giydiği simsiyah elbiseyi görebilirsiniz.

Elini uzattı ve bana doğru yürüdü.

O anda bir şeyler oldu.

Öldürme niyeti pişmanlık olmaksızın taşıyordu. Kız açık bir şekilde sırıttı.

“Tekrar hoş geldin. Ve iyi günler.”

Soğuk ter durmaksızın akıyordu. Aklım bana tekrar ve tekrar kaçmamı söylüyordu.

Ama hareket edemiyorum.Vücuduma kayalar bağlanmış gibi hissettiriyor.

“Kim-Kimsin sen!?”

(Ç.N Komutan Logart bir cisim yaklaşıyor efendim. KİMSİN SEN ÇIK DIŞARI ÇIK  diesim geldi lan bi an 😀 sebebini sormaın bende bilmiyorum :D)

Bir soru yöneltmeyi başardım.

Fakat cevap vermedi.

Sadece gülüyordu. Bir iblisin çılgınca bir kahkahasından başka bir şeydi.

Attığı her adımda aramızdaki mesafe kısaldı.

“Öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,öl,ÖL!”

“H-Hayır!!”

Vücudum aniden “öl” kelimesine tepki verdi.

Neden bu acıyı tatmak zorundayım!?

Neden böyle bir acıyı hissetmek zorundayım!?

Hareket edemiyorum. Karşı koyamıyorum.

Kımılda! Kımılda! KIMILDA!!

“Öl.”

O anda elindeki beyaz ince parmakları boynuma ulaştı-

◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆

“Duuuuuuuuuuuur!!”

“Kya!”

“-!”

Kızın sesine doğru zıpladım. İki kolumla da kalçalarını kavradım.

Onu öldürmezsem öldürüleceğim!

Tüm büyümü kullanacağım!

“Rüzgarın ruhları, Gökyüzünü kesin!”

“Daichi!!”

“–Ah?”

Büyülü sözleri bitirmek üzereyken, ismim çağrıldı ve büyüyü durdurdum.

Elimi çekerken bildiğim bir yüz gördüm.

“…Hamakaze?”

Kölem Hamakaze Shuri’ydi.

“Evet… Hamakaze Shuri…”

“Yalan söylüyorsun! Sahtesin. Demek istediğim, az önce beni öldürdün.”

Hafızamda canlıydı.

Evet, Bilinmeyen bir kız boynumu kavradı.

Ama, sahne tamamen farklı. Bu bir zindanın içi. Eski siyah beyaz maskeleri hatırladım.

(Ç.N burada old monochrome colors  color renk olsada siyah beyaz renkleri hatırladım saçma geldi bana o yüzden acaba anlamlarından biri olan maske olabilir mi dedim ve onu kullandım. Büyük ihtimalde maskedir yoksa saçma olacak cidden )

Az önce ne oldu!?

Birileri… beni öldürmeye çalıştı…

“Lütfen sakinleş, Daichi.”

Hamakaze’nin sesi kafa karışıklığı içinde düşüncelere dalarken durdu.

“Az önce sana ne olduğunu bilmiyorum ama yardım edebilirim.”

Hamakaze kaybettiğim ellerimi göğsünde tuttu.

“Nn…” İç çektim.

“Bana yapacağın hiç bir şeyi sorun olmaz. Eğer seni geri getirecekse her şeyi yaparım. Bu yüzden lütfen şimdilik sakinleş.”

Tatlı ses zihnimi rahatlattı, karışık düşünceleri kaldırdı ve darmadağın olan hislerimi çözdü.

Zihnim daha açık olunca , bazı şeyleri biraz sıraya koyabilecektim.

Karışmış nefes alışverişim sakin bir ritme döndü.

“…Daichi… İyi misin?”

“Um, Evet…”

“Anlıyorum.Harika…”

Hamakaze rahat bir nefes verdi. Bu öncesine kadar çok kapalı davrandığıma bir işaretti.

Kahretsin… Ölüm korkusuyla ele geçirildim.

“Um… Daichi,”

“Ne?”

“Um… İstersen, devam ettirebiliriz…”

“Ah”

Hamakaze’nin üstündeydim.Dahası ellerim tombul memelerindeydi…

Ne söylemeye çalıştığını anladım.

“H-Hayır, bunu kasttetmedim. Kalkacağım. Sadece biraz bekle.”

Yenilenen aklımı dikkate alırken bir şeyleri doğrulamak istedim.

Onun sahte olma olasılığı.

“Open”

 

Statü Penceresi
İsim Katsuragi Daichi Sınıfı Kahraman Seviye 46
Stamina 3100 Physical 4080
Magic 3240 Endurance 3400
Agility 2130
Özel  Yetenekler

================

“Çeli kalp” Savaş sırasında, Endurance artar. Zehir, Felç, Uyku, Çıldırma çalışmama şanı ⅓ .
“Kararlı Ruh” Magic 100 den aşağı olamaz.
“Yaratık Kralı” Ölmeye yakın yaşayan varlıklarla onları canlandırmak ve istediğin gibi kontrol etmek için anlaşma yapmak mümkün.Kullanıcının her iki seferde bir ölümünde anlaşma sayısı artar. Şuanda kullanılabilir iki anlaşma var.
“Mutlak Emir” Yaratık kralından daha düşük seviyede bir sözleşmeyle bağlanmış olduğunda görülüyor. İptal edilene kadar her emir köleler tarafından kabul edilecektir.
“Ölüm Saçan Büyücü” 10m çapında öldürülen hedeflerle aynı türdeki tüm birliklere aynı hasarı  verir.
Eşsiz  Yetenekler

================

“Reddedilmişin İntikamı” Kaç kere öldüğünün önemi olmadan canlanmak için ölüm uçurumunda toplanan güç alınır.
Şimdiki ölüm sayısı= 6 defa

 

Statü Penceresi
İsim Hamakaze Shuri Sınıfı Yüksek Köle Seviye 57
Stamina 2000 Physical 1900
Magic 1750 Endurance 1000
Wit 980
Özel  Yetenekler

================

“Oto-İyileştirme” Her 10 dakikada 5 yaşam gücü iyileştirir.
“Sadık Kalp” Sahibin hayatı tehlikeye girdiğinde tüm Statüler x1.5 artar.
Özel  Statü

================

“Yüksek Köle” Sahibi: Katsuragi Daichi

Serbest bırakılana kadar ona karşı tüm yetenekler mühürlendi.

 

Hamakaze Shuri’nin rakamları hatasız bir şekildeydi.

 

Benimde Statülerim arttı.

 

“Yaratık Kralı”’nın sözleşme sınırı 3’e yükseldi.

 

Dahası, ölüm sayacım 6 oldu.

 

Bu demek oluyor ki, o kapı arasında gördüğüm bu dünya  bir tür hayal değildi;

 

Hepsi gerçekti…

 

“…Ah…”

 

Gevşedim ve oracıkta bütünüyle düştüm.

 

Rahatlama hissi geçti ve gerginliğim kesildi.

 

“Ne oldu!?”

 

Hamakaze iyi olup olmadığımı sordu.

 

“Sadece yorgunum.”

 

“A-Ama…”

 

“Endişelenme… Sadece uykuluyum… Yapamam… Artık…”

 

Emniyet hissi uykusuzluğuma karşı kazanmaktan acizdi ve gözlerimi kapattım.

 

◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆

 

“O zaman bossu nasıl yeneceğimize dair toplantıya başlıyalım.”

 

  1. kata giden merdivenlerdeydim Hamakaze’nin yumuşak kucağında dinleniyordum.

 

Hamakaze karşıya baktı. Merdivenlerin yanında olunca beklenmedik bir şey olursa kaçabilecekti.

 

“İlk olarak, Hamakaze. Ben öldükten sonra ne olduğunu söyle.”

 

“Pekala.”

 

Hamakaze isteklerime uydu ve detaylı bir şekilde açıkladı.

 

“Sen kapı aralığında parçalandıktan sonra, Alt yarını güvenli bir yere getirdim. Yeteneğine inandım.”

 

“Vücudum geri gelmesi ne kadar sürdü?”

 

“Yaklaşık üç ya da dört dakika. Ayrıca düşman takip etmedi. Bu ve diğer iki garip şeyler.”

 

“Söyle bana. Şuan da her bir bilgi paha biçilmez.

 

“Anladım. İlk olarak düşman saldırmayı durdurdu.”

 

“Durdurdu?”

 

Hamakaze onaylama için hafifçe başını salladı.

 

“ Sen öldükten sonra, saldırı sağanağı durdu. Bu senin alt yarının güvende olma sebebi. Diğer yarın muhtemelen parçalanmıştır.”

 

Ölümümden sonra saldırmadı. Hmm, demek bunu yapan canavarlarda var.

 

Her şeyi doğrulamam gerekecek.

 

“Diğer şey?”

 

“…Um, ikincisi… u… Sadece hayal gücüm olabilir ama…”

 

“Bu iyi. Şuan da yaşamlarımız daha değerli. Bossu yenmek için, her detaya ihtiyacım olacak. Söyle bana.”

 

“… Lütfen şaşırma…”

 

Tekrar güvence verdi, ama söylediği gördüğüm şeyle aynıydı.

 

“Seni öldüren şeyin vücut yapısı bir canavarın değildi, daha önce hiç görmediğim bir şeydi. Şey gibiydi- bizim gibi bir insandı.”

 

The Epic Tale of the Forsaken Hero – Vol 1 Bölüm 9 – “Ölüm”” üzerine 50 yorum

cervereus için bir cevap yazın Cevabı iptal et